28 Ekim 2015 Çarşamba

Sergi: Ebrularla Esma-i Hüsna

 Sergi sergi, müze müze, dolanabilirim.  Tarihi sokakları, sarayları, camileri karış karış gezebilirim. Tarih olsun, sanat olsun yeter. İşte bu kafada iki arkadaş üç saat ders arasında 2 müze gezdik. Biri Deniz Müzesi diğeri ise hemen onun yanındaki Milli Saraylar Saray Koleksiyonu Müzesindeki Ebrularla Esma-i Hüsna Sergisi.
 İlk durağımız Deniz Müzesiydi. Kesinlikle gidip görmelisiniz. Biz kayıklara bayıldıkkkk. O ahşap oymalara, o altın yaldızlara, o ince işlemelere, o renklerdeki zarifliğe... Allah’ımmm... ‘’Kamran’ı çağırın Boğaziçi’ne gidiyoruz’’ diyesi geliyor insanın. Osmanlı sen nasıl ince bir zevke, düşünceye sahiptin de biz kıymetini bilemiyoruz diye sorguluyorsunuz kendinizi.
 İkinci durak TBMM Milli Saraylar Saray Koleksiyonu Müzesi’ndeki Hikmet Barutçugil’in Ebrularla Esma-i Hüsna sergisi.  Şunu açıkça belirtmeliyim ki sergi tamamen ruhunuzu ele geçiriyor.. Gözünüz sanki sanatla buluştuğunu hissediyor. Biz 45 dakikaya yakın gezdik ama inanın insan zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Her eser için ‘’ay bu bir başka güzel’’ diyorsunuz. Bütün hepsini teker teker inceliyorsunuz.
resim:1 açıklaması alttadır.
 Hiç şüphesiz 99 ismin her biri ayrı ayrı derinlikler içine gizlenmiş anlamlar taşıyor. Sergi insana, herkesin kendi üzerine alınacağı; umutsuzsa umuda, hastaysa dermana kavuşacağını, hakkı yenilmişse O’nun adaletinden şüphe duyulmayacağını ve daha nelerin nelerin çaresinin olduğunu hatırlatıyor.
resim2 açıklaması alttadır.
Hikmet Barutçugil hakkında detaylı bilgi için sitesini buraya tıklayarak ziyaret edebilirsiniz:
 resim1: 

  soldaki: El Malikülmülk:Sahiplenme telaşıyla koşturup durduk. Oysa mülk Senindir; biz sadece şahitleriz. Ellerimiz ihtiyacımıza yetişemez. Merhametimiz her muhtaca yetişemez. Yorulduk; mülkü sana teslim ediyoruz. Elimizin yetişemediklerini Sen doyuruyorsun; şahidiz. Yanında olamadıklarımıza Sen yardım ediyorsun eminiz.
 sağdaki: El Ehad:Çok oyalandık dünyada. Sıradan sandık kendimizi. Gözüne giremedik kimselerin. Eşyanın yüzünde aradık değerimizi. Vefasız aynalara çarpa çarpa kırdık ümitlerimizi. Oysa Sen biriciğin etöişsin her birimizi. Yüzlerimizn biricikliği, bize bakışının biricikliğinin ayinesi. Parmak uçlarımız, bizi el üstünde tutuşunun silinmez çizgisi. Gözbebğimizin ardında sakla her birimizi gözde eyleyişinin belgesi.

resim2:

 soldaki El-Basit:Genişlikleri Darlıkların kalbinde gizlersin. Kolayı zorun yanında tutarsın. Zor verdiysen kolayıda lütfedersin. Susadığımız yokuşlarda senin lütfunu ararız.
 sağdaki: El Kavi:Biz zayıfız. Kendimizi kendimiz taşıyamayız. Sensin Kavi. Yazlnızız biz. Başkalarından medet ummayız. Sensin Kavi. Biz düşeriz.Sen el uzatmazsan kalkamayız biz. Sensin Kavi.
UYARI: Blogumdaki resimleri ve yazıları izinsiz kullanmak kesinlikle YASAKTIR!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder