Yaşadıklarımın yüklemini çoğaltım sizide bizden yaptım... Söğüt'e yaklaştıkça buralarda kurulan bir beyliğin İstanbul'u feth etmesi hatta Avrupa, Hicaz demeden Dünya'ya hükmetmiş olması sizleride benim gibi hayrete düşürüyor. Biz torunlarının ise böyle güzel tarihi varken sadece 91 yıllık bir tarihi varmış gibi bir adamın arkasına sığınması ise bambaşka bir üzüntü kaynağımız oluyor.
Sizde o dağlardan taşlardan bundan yüzyıllar önce hangi koşullarda geçildiğini hayal edip hayrete düşüyorsunuz. Türbenin girişinde hemen soldaki çeşmenin üzerindeki Osmanlıca yazan yazıyı okuyamayıp -ki türkçe olmasına rağmen- üzülüveriyoruz. Sonra Kapıdan içeri girip ve hemen Karşımıza çıkan Ertuğrul Gazi'nin nasihatını* okuyup ders çıkarıyoruz. En sonunda türbeye girip başındaki Türk ve Osmanlı bayraklarını görüp biraz duygulanıyor ve şimdiki halimize üzülüyoruz. Sonra arabaya binip kulağımıza kulaklığı takıp bu manevi ruh halinden hızla uzaklaşıyoruz nasıl mı her zaman yaptığımız gibi.
Ama aklımızda bir cümle kalıyor yinede... Söğüt güzel yer "bir devrin doğduğu yer"...
*
Bak Oğul,
Beni kır Şeyh Edebali'yi kırma. O bizim boyumuzun ışığıdır. Terazisi dirhem şaşmaz. Bana karşı gel, ona gelme. Bana karşı gelirsen üzülür incinirim, Ona karşı gelirsen gözlerim sana bakmaz, baksa da görmez olur. Sözümüz Edebali için değil, senceğiz içindir, bu dediklerimi vasiyetim say.
Ertuğrul Gazi
UYARI: blogumdaki yazıları ve resimleri kullanmak kesinlikle YASAKTIR.
Instagram.com/symakrlkn
Facebook.com/zamanedenemleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder