30 Ocak 2016 Cumartesi

Teşekkürler


‘’Sen de bir blog açsana.’’ diyerek beni bu işe teşvik eden ve tam bir buçuk yıldır on binlerce tıkıyla beni mutlu eden herkese odalar dolusu teşekkürü borç bilirim. Ama tabi ki ilk olarak bana bu kadar okuyucuya ulaşmayı nasip eden Allah’a şükürler olsun.
 Sevgili takipçilerim bu bloğu açarken adını Zamane Denemeleri koymamın en büyük sebebi burayı bir deneme süreci olarak görmemdi. Şimdi ise Deneme sürecinin sonuna geldiğimi ve profesyonel bir ekiple hazırladığımız yeni nesil bir internet sitesine geçiş yapmış olduğumu size duyurmak istedim.
 Bundan böyle yeni adresimiz www.biavuc.com

 Ben çoktan sizler gelmeden orada onlarca yeni yazımı yayınladım bile. Hadi sizde gelin.... yepyeni formatıyla yeni sitem sadece bir tık uzağınızda.
Şeyma KURALKAN :)

2 Ocak 2016 Cumartesi

Finaller İçin İpuçları

 
Vize döneminde ders çalışma yöntemlerimi anlatmıştım. Madem finaller geliyor o zaman yine bir şeyler karalamam gerekli diye düşündüm ve geçtim Word’un karşısına. Bu sefer her öğrencinin bir ders çalışmama yöntem vardır diyorum ve kendi yöntemlerimi anlatıyorum. Hazırsanız finaller için ip uçlarımı teker teker sıralıyorum.

28 Aralık 2015 Pazartesi

Tecrübelediklerimizden Misiniz?

Tecrübe... sizi tenzih ederim ki acı ve sıkıcı(boring) bir gerçektir. Kendinize en kaba kelimeler ile yürümenizi gerektirir. İlk beş saniyede suçlu ararsınız. Sonraki 10 saniyede kendinize kızarısınız ve geri kalan bütün zamanda ikisini birden yaparsınız. En az 1 saat, maximum ömrünüz boyunca da bu duruma devam edersiniz. Kendiminkilere dayanarak söylüyorum ki tam olarak olay şöyle gerçekleşir.

26 Aralık 2015 Cumartesi

Ne Yaptın Çocuk

Lütfen koltuklarınızı dik konuma getirip kemerlerinizi bağlayınız. Uçuşa geciyoruz. Please...... yok şaka. İngilizcesini yazmayacağım tabi ki. Ama acil durumlarda maskeyi önce kendinize sonra çocuğunuza takabileceğinize inanıyorsanız, inanın o ikazı 5 dilde söyleyebilirim. Ne diyorum ya ben? Sen bana ne yaptın çocuk?
.

23 Aralık 2015 Çarşamba

Memleket Meselesi



 Arabada oturmuş beklerken bir yandan da lacivert’in memleket dosyasını okuyordum. Ara sıra kafamı kaldırıp gelen geçene bakıp tekrar dergiye dönüyordum. Birinin size baktığını aanlarsınız da refleksi olarak siz de bakarsanız ya hani işte öyle oldu. Kafamı kaldırdım annemin yanındaki teyzenin bana baktığını gördüm. Gülümsedim. Belli ki annem yine sokakta biriyle kanka olmuş arabada oturan da kızım demişti. Sanki bende annemin dediğini duymuş da tasdikler gibi kafamı salladım.

21 Aralık 2015 Pazartesi

Fotoğraf Dediğin

 İlk fotoğraf Fransa'da tam 8 saatte çekilmiş. O da öyle bildiğiniz fotoğraflara pek benzemiyor. Siyah-beyaz hatta öyle ki  ne olduğunu anlamak için de baya bir incelemek gerekiyor. Şimdilerde ise sekiz saatte 8.000 tane ve hepsi aynı netlikte fotoğraf çekmek mümkün. Aslında 1826’lara kadar gitmesekte bir 30-40 yıl öncesine kadar da fotoğraf bu derece sınırsız değildi. Öyle çat pat çekilmezdi 36lık film vardı bir kere. İşte teknolojiyle birlikte kotalar sınırlar kalktı peki kalksa da fotoğraf anlamını kaybetti mi?

19 Aralık 2015 Cumartesi

Rengarenk Bir Hesap

Elif Kübra’yı yaklaşık 1 yıldır Insagramdan takip ediyorum. Resim yapmayı çok seven biri olarak onun fotoğraflarına hayran hayran bakıyordum. Gerçekten tartışmasız çok rengarenk bir hesabı var. Sonra bir gün paylaştığı fotoğrafın altına ‘’çalıştığı okulun duvarlarına resim çizmek de resim öğretmeninin görevidir’’ yazmıştı ve üzerine Muş diye etiketlemişti. Hemen bir merak oluştu bende ve mesaj attım Elif Kübra’ya röportaj teklif ettim. O da kırmadı Kabul etti. Şimdi sizi onunla başbaşa bırakıyorum J