28 Ekim 2015 Çarşamba

Sergi: Ebrularla Esma-i Hüsna

 Sergi sergi, müze müze, dolanabilirim.  Tarihi sokakları, sarayları, camileri karış karış gezebilirim. Tarih olsun, sanat olsun yeter. İşte bu kafada iki arkadaş üç saat ders arasında 2 müze gezdik. Biri Deniz Müzesi diğeri ise hemen onun yanındaki Milli Saraylar Saray Koleksiyonu Müzesindeki Ebrularla Esma-i Hüsna Sergisi.

23 Ekim 2015 Cuma

Kitap Önerisi: İki Dirhem Bir Çekirdek

Biri size ‘’Yunus emre çeşmesinden içesin’’ dese size dua edilmiş zannedebilirsiniz. Oysa ki anlamı hiçte öyle değil.  Karamanın koyunun oyunu nereden geliyor peki bir fikriniz var mı? Kaş yaparken göz nasıl çıkarılır? İpe un serilir mi? Bunlar gibi onlarca deyimin hikayelerini bilmek ister misiniz? O zaman size bir kitap öneriyorum: İskender pala- İki Dirhem Bir Çekirdek.

22 Ekim 2015 Perşembe

Bihter Zekasızgiller

 Aslında bu akşam bilgisayarın başına bambaşka bir yazı için oturdum. Ancak arkada açık olan tvde Kösem Sultan saçmalığının haberini duyunca bir gazetecilik-tarih öğrencisi olarak dayanamadım. Tamam madem Osmanlıyı sizin bize vermek istediğiniz gibi öğreniyoruz. Tamam madem ben kendimi parçalasam da sizin rezil diziniz rating rekorları kıracak. Olsun ben yine de konuşacağım. Kim okursa okusun belki birinin daha o diziye tepki vermesine vesile olurum. Başlamadan söylüyorum. Lütfen gelin bu iğrençliğe maruz kalmadan tepkimizi koyalım.

19 Ekim 2015 Pazartesi

Diyorum Ya Oyun Mükemmel


 Şu hayatta bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şey ne olabilir diye durup düşündüm. Acıları paylaşamamak; sevinçlerde bile aradan somurtarak nefret nidalarının atılması geldi aklıma. Sonra kendi kendime dedim Neden? Ve nedenime de bir cevap buldum...

17 Ekim 2015 Cumartesi

Çiçek

Çiçek
Çiçek.
Sarı çiçek.
Açan sarı çiçek.
Otoparkta açan sarı çiçek.
Her sonbahar, otoparkta açan sarı çiçek.
Tekerleğin altında, her sonbahar otoparkta açan sarı çiçek.
Ne diyorum biliyor musunuz?

15 Ekim 2015 Perşembe

Hayal Kurmak Üzerine

 Hayal kurmak bir meslek olsaydı. Şimdilerde richie rich olmuş sadece hafta sonları ülkeme uğrayıp,  geri kalan zamanlarda dünyayı karış karış geziyor olurdum.. Anlayacağınız öyle böyle hayal kurmam. Hayallerimi duysanız inanmazsınız. Yok valla inanamazsınız. Hayal kurmak bende alışkanlık gibi bir şey. Kimileri burcundan diyor da ben venüsle marsın hareketlerinden pek anlamıyorum. Bildiğim bir şey varsa kendimi bildiğimden beri hayal kurduğum.

14 Ekim 2015 Çarşamba

Cins, bir dergi

 Sizinle uzun zamandır dergilerden konuşmadık. Hazır dergi festivalleri başlamak üzereyken, editörler okuyucuları ile buluşmak için gün sayıyorken ben de size yeni bir dergiden bahsedeyim. Yazar kadrosu oldukça geniş. Kimler yok ki? Bekir Develi, İbrahim Tenekeci, Haşmet Babaoğlu, Furkan Çalışkan... İçerik bakımından da dopdolu. Zaten siz de çoktan anladınız hangi dergiden bahsettiğimi ama ben yine de dile getireyim: ‘’Cins.’’

7 Ekim 2015 Çarşamba

Diş Doktorlarını Sevin

 Dişçiden korkmak gibi bir lüksüm hiç olmadı. Korkmadım mı? Korktum.. kaçmadım mı? İşte onu yapamadım. Kaçamadım. Gidip kendim teslim oldum. ‘’Tamam dedim ne yapacaksan yap’’. Ama yani insafsız, o korkunç aletleri dizmişin bir de ayıp değil mi? İkinci kısmı içimden dedim tabi. Ama size dişçiden korkamamanız için bir yazı yazdım. Elimden gelen buydu onu da ardıma koymadım.

4 Ekim 2015 Pazar

Modern Zaman Küçük Prensi

 Dünden haber vermiştim, bugün için sizlere modern zaman küçük prensi hikayesini anlatacağımı. Dünkü yazımı okumadıysanız ilk önce ona bir göz atmalısınız (buraya tıklayınız). Okuduysanız bugüne dönelim ve hikayeme başlayalım.

3 Ekim 2015 Cumartesi

Küçük Prens

 Hani bazen neden büyüdüm diye soruyoruz. Hani böyle bizden beklenenlere ama en çok da bizim bizden beklediklerimize şaşıyoruz.. Belki de en çok küçükken neden bu kadar büyümek istediğimize anlam veremiyoruz.   Büyüdükçe unuttuklarımıza yanıyoruz. Boğuluyoruz. Daralıyoruz. İşte o zamanlarda Küçük Prensi hatırlıyoruz.