Hayal kurmak bir
meslek olsaydı. Şimdilerde richie rich olmuş sadece hafta sonları ülkeme
uğrayıp, geri kalan zamanlarda dünyayı
karış karış geziyor olurdum.. Anlayacağınız öyle böyle hayal kurmam. Hayallerimi
duysanız inanmazsınız. Yok valla inanamazsınız. Hayal kurmak bende alışkanlık
gibi bir şey. Kimileri burcundan diyor da ben venüsle marsın hareketlerinden
pek anlamıyorum. Bildiğim bir şey varsa kendimi bildiğimden beri hayal
kurduğum.
İlkokuldayken ‘’bir
hayal kurma’’ yarışması yapmışlardı da birinci olmuştum. Tabi o zaman çocuğuz, ‘’hayalleri neye göre değerlendiriyorsunuz ki
yarışma düzenliyorsunuz hayaller yarışır mı?’’ gibi felsefi cümleler kurmayı,
düzene baş kaldırmayı bilmiyoruz. Hayalimizi bir A4 kağıda yazıp vermiştik.
8-9 yaşlarında bir
kız çocuğunun hayali ancak pembeli olur sizlerinde anlayışla karşılayacağınız
gibi. Benim ki de pembe ağaçlı bir şeylerdi heralde valla şimdi yalan olmasın,
12 yıl öncesini de çok net hatırlayamayacağım. Kimse o zamanlar bana erguvandan
bahsetmiyor tabi. Bende pembe ağaçlar filan diyorum... Vel hasıl kelam sanırım
jüride bilmiyormuş ki ödülü vermişler bana ya da benim hayalim şimdi
hatırlayamayacağım kadar saf ve pembeymiş. Birinci olmak da güzel böyle adın
duvarda yazıyor filan.
Ne demek istiyorum
biliyor musunuz? Sizle iki laf etsek hayalperestin teki olduğuma kanaat
getirecek kadar hayalperestimdir. Yıllar geçse de hala hayallerim var. Bana
hayal kurmayı hatırlatan anılarım var. Defterlerim var. kalemlerim var. Ve
sanki hayal kurmam için karşıma çıkan şeyler var. Bu kazak ya da pazardan
aldığım fincanım gibi... Sahi hayal kurmadan nasıl yaşıyorsunuz.
Bir ara da hayal kurmanın faydaları hakkında konuşalım mı? ne dersiniz?
I will always be a dreamer.
Her zaman bir hayalperest olacağım. (inşallah)
Uyarı: bloğumdaki yazıları ve
fotoğrafları kaynak göstermeden kullanmak kesinlikle YASAKTIR!!
Facebook.com/zamanedenemeleri
instagram.com/symakrlkn
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder