24 Eylül 2014 Çarşamba

Çiçekçi Kız Hikayesi

  Instagramda bazı hesaplar var. Baktıkça mutlu olduğum, içimi açan türden... Hayalgücüne aşık olduğum, kültür seviyesi yüksek, en önemlisi de marka kıyafetleriyle hava atmayan, butik hesapların reklamlarını yapmayan insanlar. İyi ki de varlar onlar. İşte onlardan bir tanesi (@bibliophile90) ile adına anketimsi röportaj dediğimiz bir şeyler yaptık kendimizce. 5 soru sordum. 5 samimi cevap aldım. Kendisinin instagram hesabını takibe almanızı da şiddetle tavsiye ederim. 
Biblophile kimdir? İnstagrama nasıl katıldı?
    Bibliophile kimdir :) Bibliophile hayal kurmayi, doğallığı ve sadeliği tercih eden 24 yasinda bir kız.. Ingiliz dili ve edebiyatı ve Türkoloji bölümünden mezunum. Doğma büyüme Almanya. Tam bir çiçek tutkunu, kitaplarına aşık ve sanata bağlılığı olan bir insanım. Kendimden bahsetmeyi pek beceremem, daha doğrusu çekinirim. Biraz utangacim. oldukca hassas ve duygusal biriyim. Dürüstlüğe cok önem veririm. Iyi bir insan olmak benim için bu hayatta en cok önemsedigim görevlerden biri. Allahima her an sükrederim. biraz inatçıyım, biraz da alıngan :)  Hayalgücümü instagram da keşfettim diyebilirim. Instagrama nasıl katıldığımı kısaca anlatayım sana. Benim annem kadar cok sevdiğim ciciannem (aslinda yengem olur kendisi ama küçüklüğümden beri ciciannem derim) benim katılmamı istemişti. Hayata bakış açımı iyi yönde değiştireceğini ve iyi geleceğini söylemişti. Bende kıramadım, onun sayesinde katıldım.
Kompozisyonlarını oluştururken nelerden ilham alırsın?
    Aslında kompozisyon oluştururken aklima bir kompoziyson gelir. Yani biraz karışık bir açıklama oldu. Şöyle söyleyeyim. Aklıma birden bir şey gelir, hemen uygulamaya çalışırım. Mesela etrafima uzun uzun bakarım, gerek evimde olsun gerek dışarıda doğa da. Doğadan, günlük yaşamdan ilham alırım genel de. Çiçeklere baktığım zaman bir hayat, bir masal, bir hikaye görürüm. Bende o hikayeyi gerçekleştirmek, çiçeklere bir anlam vermeye çalışırım, sanat haline getirirm.
 Çiçeklere olan sevgin nereden geliyor ve en sevdiğin çiçek?
    Çiceklere olan sevgim küçüklüğümdem beri vardir. Gerek annem olsun gerek arkadaşlarım bana sağolsunlar özel günlerimde, bu doğum günü olabilir, bana çiçek alirlar. Çiçeklere baktığım zaman içim açılır, inanılmaz mutlu olurum, güç alır  nasıl bir güzellik yaratmış Allahim derim. Mucize gibi gelir. Hos, hayat bir mucize değil mi zaten? En sevdigim çiçek sorusuna gelince, zorlandığım bir soru demeden geçemeyeceğim. Her cicek güzeldir. En sevdiğim çiçek sanirim ortanca ve yavruagzı renginde olan güller. 
Malesef her yerde olduğu gibi instagramda da bolca hem kompozisyon hırsızı var hem de bunlardan daha yüzsüz bir kesim olan resimleri copy/paste yapıp hesaplarına ekleyen bir kesim var. Bunlarla nasıl baş ediyorsun?
   İlk başta cok üzülürdüm, sinirlenirdim. Herkes gibi böyle saygısızca bir davranışa anlam veremezdim. hala daha veremiyorum. Uyarırım, uyarıma rağmen fotoğraflarımı kaldırmıyorsa en fazla şikayet edebilirim. Elimizden gelen sadece bu malesef. Simdilerde fazla takmiyorum artık, o kadar çok calan var ki takip edemiyorsun. Eninde sonunda çalıntı oldugu ortaya çıkar diyorum. Önemsemiyorum artik, bundan cok daha mühim cok daha öneml şeyler var hayatta diyorum, gülüp geciyorum :)
Takipçilerime önerebileceğin ve seninde severek takip ettiğin Instagrammerlar kimler?
    Instagram da o kadar çok harikalar yapan insanlar var ki, hepsine şaşıp kalıyorum, imreniyorum hayran kalıyorum. Cok farkli konseptler, kompozisyonlar var. @leesamantha isimli bir hanımefendi yemeklerden harikalar oluşturuyor. Bir baska bayan da kahveden müthiş komposizyonlar çıkartıyor. Cok severek, büyük bir hayranlikla takip ettigim bir cok galeri var. Bu yüzden instagram da takip ettigim bütün instagrammerlari herkese tavsiye ederim.

Sevgili Merve ile daha önce tanışmıyor olmamıza rağmen beni kırmayıp böyle içten ve samimi cevaplar verdiği için kendisine çok teşekkür ederim. Bu arada Blogumun ilk röportajıda hepimize hayırlı olsun :) 
Fotoğraflar: bibliophile90 instagram hesabı

16 Eylül 2014 Salı

Çizerim İşte

        
   Bir hobiniz var mı? Türkçeleşmiş haliyle sorayım bir de boş zaman aktiviteniz nedir? "Aktivite" de ne Türkçe bir kelime ama(!). Neyse konumuzun dışına çıkmayalım biz. Benim mi hobilerim neler? Hemen söyleyeyim çizerim, boyarım, karalarım, keserim... Instagramdan takip ediyorsanız beni biliyorsunuzdur zaten. 
   Aklıma gece bir şey gelsin sabaha kadar uyuyamam düşünürüm de düşünürüm. "Yukarı Bak" filminin kendimce afişini tasarlarken su balonlarını alana kadar bir strese girdim ki sormayın. Ya da istediğim gibi bir vos vos çizene kadar.  
   İlkokulda da resim ve el işi derslerine bayılırdım. 48'lik MonAmi pastel boyalarımı kimseye veremezdim.  Orta okul ve lisede ise çantamda hala bir kutu kuru boya bulabilirdiniz. Şu dünyada renkleri ve boyaları sevdiğim kadar bir şeyi sevmemişimdir. Hiç bir şey yapmasam bile onlara bakmak beni mutlu eder. 
   Belki her zaman hayal ettiğimi çizemiyorum ama bazenleri de çizdiğim kadar iyisini hayal etmemiş olabiliyorum. Beni motive eden en büyük durumlardan biridir bu.
   Size küçük bir öneri bir hobiniz olsun. En dertli gününüzde bile sizi dinlendirebilecek bir anlığına bile olsa başka dünyalara götürebilecek bir hobiniz. Bu arada bana hediye almak isteseniz Muji'deki 60'lık kuru boya setine valla hayır demem. Alakaya maydanoz olarak bu arzumda burada kalsın. 
   İnstagramda #seymaninkaralamadefteri adlı hashtage bakmayı unutmayın :) 
  Çok basit aşamalardan oluşan bir vosvos çizimini sizin için video haline getirdim buyrun bu da linki => http://flipagram.com/f/Im69I7BaNY

Instagram: symakrlkn
Twitter: symkrlkn
Facebook.com/zamanedenemeleri
UYARI: Blogumdaki yazıları ve resimleri kullanmak kesinlikle YASAKTIR!!!

12 Eylül 2014 Cuma

Markakolik Fenomenler

 Gün geçmiyor ki instagram yeni bir markakolik fenomen kazanmasın. Her gün yeni yep yeni isimler duyuyoruz. Bu yazımda markakolik fenomenleri irdeledim.
 Aslında baktığımızda kızımız hiç bir iş yapmıyor. Biosunda da öğrenci yazıyor. Ama yüzüne baksan 30unda kadın. Makyajı bizim evin duvarından iyi badanalanmış. Giydiği ettiği maşallah ayaklı banknot. Ama zekatını veriyor benim ne haddime onu eleştirmek? Ben de öyle yapacağım zaten, onu değil hikayesini anlatacağım size. Kendimce, en samimi duygularımla onları bu hale getiren bizleri eleştireceğim. Belki hoşunuza gitmeyecek, belki yarısında kızıp kapatacaksınız ama ben yine de söyleceğim içimdekileri.
 Bu işi en başından bir ele alalım moda dergilerinden başlayalım. Dergilerin ilk sayfalarında lüks markaların reklamları yer alır. Hani şu Nişantaşı ve Bağdat caddesi dışında başka yerde mağazası bulunmayan mağazalar. Son moda çantaların en gözde mankenler tarafından tanıtılan reklamlar. Miranda Kerr'li, Lady Gaga'lı olanlar... Biraz geçtikçe Avmlerde sıkça rastladıklarımıza sıra gelir. Burada ki ürünler ilk sayfalardakilerin replikası, çakması, ya da ne derseniz artık... Tek farkı 200-500 lira daha ucuzu. Okuyucu ulaşılabilirliğin mutluluğuna erişir ancak gel gör ki bir kaç sayfa sonra yerli ünlülerin lüks markalar içinde verdiği röportajlar başlar ve bu gereksiz mutluluk oldukça kısa sürer. Dergilerin son sayfası ise en acıklı yer her markanın nerede ikamet ettiği belirtilir. Okuyucu da dergiyi bol miktarda özentilik içinde kapatır. 
  Sıra gelsin instagrama, biraz daha acımasız bir ortam. Çünkü dergide okuduğun beğenipte alamadıklarının gerçekte birileri tarafından alınıyor olabilmesi ile yüzleşiyorsun. Sonra bir hazımsızlıkla hakaret içerikli yorumlar bırakıp, esas kızımızın koltuklarını kabartıyorsun. Bir kaç gün sonra bu kızımz fenomen olup çıkınca adeta bir dergi mankeniymişçesine teklifler yağıyor. 2 düz rengi birleştirip bir terziye de diktirince bir de tasarımcı oluveriyor. O da apayrı bir mesele.
  Bu yazıyı neden yazdığıma gelince geçen gün instagram da bir resim gördüm. Bir erkek eli, bir kız eli iki burberry gömlek bir marka çanta sayısız pırlantalı yüzükler aldığı beğeniler 1000in üzerinde. Sanat değeri taşıyor mu? Hayır. Peki hayalgücü söz konusu mu? Hayır. Peki sorarım size bu resim ne anlatıyor ne içeriyor neden çekilmiş ve niçin insanların önüne konuluyor? En kötüsü de bu resim neden beğeniliyor? Burada Burberry'nin baş tasarımcısı Christpher Bailey'i takdir etmek gerek tasarımından dolayı ya da kuyumcuyu. Tek bildiğim bir şey var ki hava atmak için çekilmiş bir fotoğraf, özentilik içinde beğenmiş takipçiler, bir de hazımsız yorumlar. Bırakın Allah aşkına ne hali varsa görsünler. Karışmayın, bulaşmayın böylelerine. 
 Bunlar benim düşüncelerim. Peki sizce haksız mıyım? Yorumlarınızı bekliyorum. Biliyorum ki bu konuda tek değilim. 
Instagram: symakrlkn
Twitter: symkrlkn
Facebook.com/zamanedenemeleri
Uyarı: Blogumdaki resimlerin ve yazıların kullanılması kesinlikle YASAKTIR.

Bu uzun yazımı temize çekip bloguma geçirmemde yardımcı olan kuzenim Züleyha'ya teşekkürler. 

9 Eylül 2014 Salı

Bir Nev-i Teşekkür

  Çok garip durumlara dehşet kuvvetli anlamlar yükleyip gereksiz mutluluklar bulan bir tipim. Instagrama yükleyeceğim 100. fotoğrafımda ben de tam anlamıyla böyle bir etki oluşturdu. Günlerdir düşündüm. Hatta eski fotoğraflarımı hesabımdan silip kendimce zaman kazandım. 
  Bundan tam 117 hafta önce instagrama girmişim. Bugün ise 100. fotoğrafımı yükledim. 500 küsür takipçim var. Takipçi kelimesinden pek hoşlanmıyorum. Onun yerine benim hesabımı sevip beni tanımadan hayalgücüme, zevkime değer veren 557 kıymetli insan demeyi tercih ederim. 
  Bu yazımda bir nev-i onlara teşekkür. 99 resimdir fotoğraflarımı beğenip, güzel yorumlar bıraktığınız için bana değer verip takip ettiğiniz için teşekkür ederim.
 Son 9 haftadır ise yeni bir sosyal medya platformunda sizlerle birlikteyim. Blogumda... Blogumun istatistikleri ise beni mutlu eden bir başka durum. Siz tanımadığım insanlar iyi ki varsınız. Daha nice güzel günlere İnşaallah... 
Uyarı: Blogumdaki resimler ve yazıları kullanmak kesinlikle YASAKTIR!!!
Instagram:symakrlkn
Twitter:symkrlkn

1 Eylül 2014 Pazartesi

Merhaba Eylül

   
  Biliyor musun ben yazları hiç sevmem. Kötü anılarla doludur benim yazlarım. Allah daha kötüsünü vermesin ama bu seferkide hiç hoş değildi. Seni severim ama, Eylül. Ağaçların yapraklarını döksende; bazenleri güneşi kara bulutlarla örtsende. Yine de severim seni...
 Bana sorarsan Ocak'dan daha çok yeni bir yılın habercisisin. Yeni bir sezonun, yeni derslerin, yeni hayallerin, yeni umutların, yeni insanların habercisi.  
 Geceleri uzatıp, gündüzleri kısaltmasan daha da iyi olacak ya hadi neyse.... 
 Mektubumu sonlandırırken şunuda söylemeden edemeyeceğim ne olur üzme bizi....
 Saydıklarımın hepsini senden beklemiyorum yanlış anlama, kendimden de bekliyorum bir kısmını. Ama yine de Sende elinden geleni ardına koyma. Olur mu? Bir de Ekim'e de söyle O 'da sağlıkla, sıhhatle, mutlulukla gelsin... 

  UYARI: BLOGUMDAKİ RESİMLERİ VE DENEMELERİ KULLANMAK KESİNLİKLE YASAKTIR
İnstagram:symakrlkn
Twitter:symkrlkn