3 Ekim 2015 Cumartesi

Küçük Prens

 Hani bazen neden büyüdüm diye soruyoruz. Hani böyle bizden beklenenlere ama en çok da bizim bizden beklediklerimize şaşıyoruz.. Belki de en çok küçükken neden bu kadar büyümek istediğimize anlam veremiyoruz.   Büyüdükçe unuttuklarımıza yanıyoruz. Boğuluyoruz. Daralıyoruz. İşte o zamanlarda Küçük Prensi hatırlıyoruz.

 Popülerizme kurban gitti gidecek. Filmi, kalem kutusu, çantası, defteri, kalemi her şeyi çıktı. Herkes bir küçük prens felsefesiyle dolaşıyor. Bir ‘’le petit prince’’ ki sorma... bu kadar popüler olan şeylere karşı pek sevgi beslemesemde, Dünyanın küçük prense gerçekten ihtiyacı var.
.Biz insanlar biraz garibiz. Bir alana 5000 gül dikip hiçbirini beğenmiyoruz.
.Büyüdükçe unuttukların aslında yüreğinle görmeyi unuttuğundan.
.Göz nasıl bozulursa, yürekte öyle bozulur ve görmez.
.Yalnızlık kişi sayısından değil, bizden kaynaklanıyor.
. İnsan kalabalıkken de yalnızdır.
Bunların hepsini boyu kadar gezegeninde bir adımda yeni bir gün batımı izleyebilen Küçük Prens diyor. Sizlerde dilerseniz benim gibi kişiselleştiriyorsunuz. Payınıza düşeni alıyorsunuz.
 Şu aralar vizyonda animasyonu var. İlk yarı baya iyi, hatta öyleki ikinci yarı için çok heyecanlandırıyor bu beklentiye girince de ikinci yarı vasatı aşamıyor. Ama işin içinde Küçük Prens ve animasyon varsa kesinlikle izlemeye değer.
 DVD’si çıksın alacağım diyeyim siz oradan anlayın yani.... şey birde sizle sinemaya geleyim mi hani küçük prense filan giderseniz?
Not: Allah bir mani vermezse yarın modern küçük prens yazımı yayınlayacağım. Şimdilik Allaha emanet olunJ
Uyarı: Blogumdaki yazı ve resimleri izinsiz ve kaynak göstermeden kullanmak KESİNLİKLE YASAKTIR!!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder