İstanbul güzel de
cümlesini kuruyorsanız büyük ihtimalle trafiği meclis dışında tutuyorsunuzdur. İnanmazsınız
ben bazen trafiğini bile seviyorum. Çok sık değil. Ayda bir filan. Aklıma yeni
fikirlerin geldiği bir ortam trafik. Mesela geçen taksi de oturmuş etrafa
bakıyordum. Sonra dikkatimi bir ağaç çekti. Aklımdan milyon tane de düşünce
beraberinde belirdi...
İlkokul bilgilerime
dayanarak söylüyorum bir ağacın gövdesinin içindeki çizgiler size ağacın yaşını
söylermiş. O zamandan beri aklımda olan tek soru bir ağacın yaşını öğrenmek
için onu kesmek mi gerekiyor? Resimdeki esas kahraman olan ağacın yaşını öğrenmeyi
deliler gibi isteyen ben kesilmesine tabii ki dayanamam.
İkinci olarak
insanların, hayvanların bir adı oluyor da nasıl her ağaca ağaç diyebiliyoruz?
Hepsinin ayrı türü varken ayrı ayrı adları neden olmuyor? Belki de bir isim
koyarsak böyle kolay kesemeyiz onları, düşünsenize bir çınarı kesmek nere
adıyla sevdiğiniz bir ağacı kesmek nere? Bu sorumu ciddiye alan hakikaten bu
kız haklı diyen insanlardansanız eğer size de sevgilerimi, saygılarım tüm
içtenliğimle sunuyorum.
Peki, eskiden Tatilya
vardı hatırlar mısınız? Hatırlıyorsanız da alaborayı, treni filan
hatırlıyorsunuzdur. Ben onlardan bahsetmeyeceğim de bir ağaç vardı orada,
konuşan ağaç. Hikaye anlatıyordu. İşte fotoğraftaki ağacı görünce ben de tam
olarak o duygu canlandı keşke bu ağaç konuşsa da nelere şahitlik etmiş anlatsa
dedim. Bu kocaman gövde hangi nesillerle büyümüş? Kaç padişah önünden geçmiş?
Kaç acımasız olaya tanık, kaç buluşmaya şahit yazmışlar? Peki ya? Kaç kişi fark
etmiş bu koca gövdeyi?
Sordum ağaca ama
insan yerine koyup da cevap vermedi. ‘’Kaç asırlıksın sen kardeş?’’
Not: bloğumdaki fotoğrafları ve resimleri izinsiz kullanmak
KESİNLİKLE YASAKTIR!!
Merhaba;
YanıtlaSilBlogunuz çok güzel , bir izleme eklentisi olsa yeni yazılarınızdan çok daha kolay haberdar olabiliriz sanki :)
Bu yoruma ben o eklentiyi uçarak eklemez miyim? Çok sevindim beğenmenize. Sevgiyle kalın:))
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil