Seçime bir aydan az kaldı. Vaatler havada uçuşuyor. Peki bu vaatler ne kadar haddini aşabilirdi derseniz cevabım çok net. Yazıma başlamadan önce söylemeliyim ki hangi partiye oy verirseniz verin hangi siyasi görüşe sahip olduğunuz gram umurumda değil sadece elinizi vicdanınıza koyun ve yazımı okuyun.
Misafir evden yollanır mı? Hele ki zulümden
kaçmış, sığınmış, babasını ve iki kardeşini kaybettikten sonra ülkemize
sığınmış anneyle çocuğunu... Ben buna insanlık demem ben buna insan da demem.
Ne vicdansızca Ya Rabbim. Seçim vaadini insanların canı üzerinden yapıyorsun.
Yol vaad et. Sağlık, eğitim iyileştirmelerini vaad et. Yok Suriyeliler evine
gidecek diyor bir de emrediyor paşamız.
Bu ilk kin nefret kusması değil. Hatırlayacağınız
gibi çok değil bir kaç ay önce Ahmet
Hakanın programına katılan kılıçdaroğlu orada da bir gafa imza atmış. Ahmet
Hakanın çıkışını görünce tabi ki meşhur ‘’u’’ dönüşlerinden birini yapmıştı.
‘’Kılıçdaroğlu asıl
ihanetin 1,5 milyon Suriyeli mülteciyi almak olduğunu söyleyince Ahmet Hakan, "Zor
durumda olan insanları içeri almayacak mıyız?" şeklinde tepki
gösterdi. Kılıçdaroğlu sözlerini "Hayır alacağız, ama onları zor duruma
düşüren politikaları üretmek vatana ihanettir" diyerek düzeltti.’’
Benim
amatörce yazdığım bu denemem sizi bu konuda ikna etmediyse eğer Ibrahim
Tenekeci’nin köşe yazısını okumaya davet ediyorum sizi. Okumak için buraya tıklayınız.
Not: blogumdaki yazıları kaynak
gösterneden kullanmak yasaktır!! Fotoğraf bana ait değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder