23 Aralık 2015 Çarşamba

Memleket Meselesi



 Arabada oturmuş beklerken bir yandan da lacivert’in memleket dosyasını okuyordum. Ara sıra kafamı kaldırıp gelen geçene bakıp tekrar dergiye dönüyordum. Birinin size baktığını aanlarsınız da refleksi olarak siz de bakarsanız ya hani işte öyle oldu. Kafamı kaldırdım annemin yanındaki teyzenin bana baktığını gördüm. Gülümsedim. Belli ki annem yine sokakta biriyle kanka olmuş arabada oturan da kızım demişti. Sanki bende annemin dediğini duymuş da tasdikler gibi kafamı salladım.
 Sonra annem arabaya biner binmez teyzeyle ahbap çıktıklarından hatta teyzenin diğer herkes gibi dedemin nasıl vefat ettiğini bile anlatmış. Evet böyle bir garip durumumuz vardır. Sanki bizler bilmezmişçesine herkes bize dedemin nasıl vefat ettiğini ve ne kadar iyi biri olduğunu anlatırlar. Olayın üzerinde 25 yıl geçmiş olsa da bu durum hep böyledir. 
 Anlayacağınız teyze bizim oralıymış. Tabi ki yine bütün Vanlılara özgü ilginç bir soyisme sahip. Bizi evine yemeğe çağırmış, anneme kaşla göz arasında kavurga vermiş, bak kızım mutlaka görüşelim diye tembihlemiş. Ve tabi ki ayrılırken bol bol dua etmiş.
 Memleketlilik böyle bir şey işte. Ben lacivertin makalelerini okurken sokakta yan yana 5 dakika durduğu insanla ahbap olmuştu annem.
 Van'da bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az tanıdığımız kalmışken, memleketlinle memleketin neresinde karşılaşsan toprak çekiyor işte. Hemen bir sohbete dalıyorsun. Memleket üzerine söylenebilecek en kısa ve net cümle sanırım bu. Toprak çekiyor.
 Fotoğrafı çok keyifle geçen ve 1 ay sonrasında yaşayacaklarımızdan habersiz olduğumuz 2014 yılının mayısında çekmiştim. Vanda. O anı özleyeceğim aklıma gelirdi ama bu kadarını tahmin bile edemezdim. Edemezdik. Hep diyorum ya hayat işte...
Uyarı: Blogumdaki fotoğrafları ve yazıları kaynak göstermeden kullanmak kesinlikle yasaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder