19 Kasım 2015 Perşembe

Dolap Düzenleme Yöntemleri

 Kocaman bir oda olsa, milyon tane dolap ve 4 milyon tane rafı içinde bulundursa yine de benim yerleştiremediğim sığdıramadığım eşyalarım olur. Çok aldığım için yok bu kadar ıvır zıvırım atmaya kıyamadığım için varlar (–dı). Az önce bir dolap düzenlemesinden yeni çıktım. Bilinçsizce bir sürü eşyamı attım. Pişman olmam an meselesiyken dedim dur, okuyucularımla deneyimlerimi paylaşayım.

 Kural bir: dolapları teker teker ele alın.
 ‘’Bakayım yıl 2008 tarih notu mu o ? ama çok güzel not tutmuşum dursun kenarda. Ne hazırlıkta yazdığım makaleler hala duruyor mu? Dursun dursun. Belki lazım olur. Ayy inanmıyorum. İlkokulda birdeki sınav kağıdım.’’ (yemin ediyorum ki abartmıyorum o da hala duruyor). İlk kalem kutum. Barbieli hikaye kitabım......
 Başka mı? Mesela Kinder suprise hediye olarak şirinleri veriyordu geçtiğimiz yıl. Bütün seriyi toplayacağım diye ne eziyet çektim. Habire gargamel çıkıyordu da.. neyse sonra tamamladım. Ve az önce hepsini attım.  Tabi ki ‘’Somurtkan’’ hariç.
 Yaklaşık 2007 yılından beri Beşiktaş Dergisi koleksiyonum vardı. Şimdi geriye sadece 3 sayı kaldı. Manchester’ı yendiğimiz ay, Guti röportajı olanı, bir de çifte şampiyon olduğumuz. Diğerleri kapının önünde sakın yazık demeyin gider geri alırım. Yok hayır almayacağım. Almayacağım. ALMAYACAĞIM.
Kural Üç: hiç kullanmadıklarınızı bir kenara ayırın ve kullanmaya başlayın.
 Peki ya. Hiç kullanmadığım şarj kablosu. İyi de bunu niye saklamışım? Artık bunun ucuna uygun telefon bile kalmadı. İşte o an aklıma dank etti gerçekler.
 Dedim kızım.
 Ne yapıyorsun sen?
 Biriktir biriktir. Nereye kadar
 Hem de tüketmenin önüne geçilemediği bir yüzyılda doğmuşsun.
 Neyine bu inat.
 Ya kullan. Ya at. Hem fazla eşya da bir yerde ağırlık. Hem de böyle ıvır zıvır...
 .
Kural Üç: çok da düşünmeyin öyle canınız istiyorsa biriktirin gitsin.
 Yani tabi Fotoğraftaki saatlerin her rengini neden aldığımı, boş parfüm şişelerin neden biriktirdiğimi, bitmiş kalemleri dahi neden sakladığımı filan bu konulara girmiyorum.
 Bir dakika ya demek ki ruhuma iyi geliyor. Ohh iyi ki de atamıyorum. 

UYARI:Blogumdaki fotoğraflar ve yazıları izinsiz kullanmak kesinlikele YASAKTIR!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder