21 Kasım 2015 Cumartesi

İstanbul Sokakları

 Salı günü yazdığım bir gezi yazısı vardı. Henüz okumadıysanız buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Orada bahsettiğim erkek nüfusu ağırlıkta, eski dar İstanbul sokaklarından bahsetmek istiyorum sizlere. Esnaf ve dar sokaklar... kaybolmuş İstanbul ruhu....

 Hem Pazartesi hem de sabahın erken saatleri olduğundan dükkanlar oldukça hareketliydi. Dükkanlara yeni mal getirtenler. Depo boşaltanlar. Bizim gibi parça arayanlar. Her haliyle Pazartesi sendromu yaşayan plaza çalışanlarına inat herkes oldukça istekli ve sendrom yaşayamayacak kadar yoğundu. Ben ise şaşkındım.
 Daha bir gün önce (pazar günü) Lacivert Dergisi’nin bu ayki (kasım) sayısında Ara Güler’in röportajını okumuştum. İstanbul kayboldu diyordu ve ekliyordu. ‘’Esasında İstanbul’da değiliz biz İstanbul denen bir yerdeyiz. Adı İstanbul’’. Ertesi gün Galata’nın arka sokaklarında gezerek Ara Güler’e katılıyordum. Gerçekten İstanbul denen bir yerde yaşıyormuşum. İstanbul’da değil.
 Ve ‘’İstanbul’un sokaklarının hepsini gezmene imkan olmadığını’’ söylüyordu bir önceki soruya cevap olarak.  Karaköy’e doğru biraz yürüdükten sonra arkama döndüğümde gördüğüm manzara tama olarak fotoğraftaki işte. Bir noktaya 4 ayrı dar sokak bağlanıyor. Her birinin kendi içinde bağlandığı başka sokaklar var. hepsinin içinde milyon çeşit dükkan var onlarca eleman çalışıyor her birinde. Gerçekten de İstanbul’un hepsini bilmene de gezmene de imkan yoktu.
 Ama İstanbul’un ruhu kaybolmamıştı. Mesela bu sokaklar...
 Kalabalık.
 Dar.
 Ama ruhu var.
 Yaşanmışlıklar var.
Ne biliyim sanki bu sokaklarda İstanbul var. İstanbul bu telaşın içinde bir yerlerde. Belki de köşedeki büfede ya da bir pasajın altında ama İstanbul hala var.  sadece kalabalıktan kaçmış bir halde ama ortaya çıkacak. Günü gelecek.
 Ve kendini tekrardan hatırlatacak.
UYARI: Blogumdaki fotoğrafları ve yazıları izinsiz kullanmak kesinlikle YASAKTIR!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder