22 Eylül 2015 Salı

O Eski Bayramlar


 Bayram.. sanırım kendimi şanslı ilan edebilirim. Küçükken güzel bayramlarım olmuştu. Kimse tatile gitmezdi. O reklamlardaki kalabalık sofralar sadece reklamlarda kalmış olsada ne biliyim. Oturmuşluğumuz ikinci sofraya kalsada gördük o sofraları.  Bayram işte bayramı yaşamıştık biz. Şimdilerde ise
Şimdilerde ise 4 günlük bayrama arkasından önünden tatiller ekliyoruz. O bayramın uzun olması gerekse, Bayramı veren Allah gününden mi kısacaktı? O bayramlar 3 güne sığmıyor muydu? Sığıyordu. Bal gibi de sığıyordu. Kapı kapı geziyorduk. Çikolata yemekten 2. Günü, hadi bilemedin 3. Günü alerjilerimiz azıyordu. 
Aman ne biliyim işte giyeceğimiz yeni kıyafetler nasıl da cezbediciydi. Bayrama sevinmesini biliyorduk. Gecesinde yatamıyorduk heyecandan. Sabahı zor ediyorduk.
 Kurbanda, kurban kesilir biliyorduk. Etrafı saran gübre kokusu, kurbanlık kokusuna ıykk desekte meğer özlenebiliyormuş. Paylaşmayı canlı canlı yaşıyorduk. Çocuktuk ama öğreniyorduk. Siz Ne gösterseniz biz onu öğreniyorduk. Şimdikilere kurbanda tatile çıkmayı öğretiyorlar. Sanki hiç tatil yapamıyorlar ya yıl içinde. Ramazanda da keza öyle. 
Bayram tatil değil ki, bayram bayram. Büyükleriyle, küçükleriyle en acısı kırgınlıklara rağmen Allah rızasıyla... Ne biliyim işte hatırlar hatrına katlanacaksın lafına ne kadar kızsamda fidanı nereye eksen orada meyve verir. Gülüceksin, Katlanacaksın çünkü bugün bayramdı. Kimsenin gül yüzüne değil, Allah rızası için mutlu olman gerekiyor. Bayrama sevinmek bile sevapken bayramdan kaçma lüksün olmamalı.
 Bayramda evdeyseniz, bir kapınızı çalarız cümlesi değil de Bayramda sizdeyiz diyebilmeliyiz yeniden. Gelenekselleşen müslümanlığın karşısında durabilmeliyiz. Yaşayarak. Yaşatarak. Bırakın çocuklarınız bayramı bilsin. Bilsin ki onlar da öğretsin.
Uyarı: Blogumdaki yazıları ve fotoğrafları izinsiz ve kaynak göstermeden kullanmak kesinlikle YASAKTIR!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder