9 Temmuz 2014 Çarşamba

Tesadüf mü?


    Aslında ben küçükken diye başlayacaktım yazıma, ama sonra düşündüm ve böyle dememin çok saçma olduğuna kanaat getirdim. Sanırım ben hiç büyümedim. Babam günde en az 756 kere sorar bana "kızım sen kaç yaşındasın? Diye. Büyüyemiyorum. Büyümek de istemiyorum. Hala barbie alasım varken, lunaparktaki korkunç oyuncaklar yerine çarpışan arabalara koşarken, bir liraya bir milyon baloncuk çıkarmak dururken, yüzüme badana yapıp sokağa çıkamam ki. Olmaz, yani bana olmaz. Ama size yakışıyor n'olur yanlış anlamayın kimseyi kınamak değil amacım. 
   Asıl meselemize gelelim, bundan yaklaşık bir 5-6 belki 7-8 yıl önce ya da tamam tamam kısaca yaşımın onlar basamağında bir dahi yokken, tevafuk nedir bilmezdim. Benim tesadüf dediğime tevafuk diyene ise tam anlamıyla gıcık olurdum. Çocukluk işte. Kandırmışlar bizi batı icadlarıyla özümüze dönemez olmuşuz. 
   Bir gün ne oldu hatırlamıyorum. Beni mutlu eden küçük mutlulukları Allah'ın bir lütfu değilde öylesine bir rastlantı olabilecek olması çok zoruma gitti. Dedim yok olmaz Şeyma, mutluluğu neden küçümsüyor rastlantı diyorsun? Tevafuktur o, rastlantı olsa mutlu etmezdi.
    Yazımdaki resmi ele alalım mesela. Ben İstanbul'dan kalktım gittim Sakarya'ya. Yeşilliğe vurulmuş bir şekilde dolaşırken bu küçük sevimli tavşanı gördük. 21. Yüzyıl usulü sevdik ellemeden ama resimleyerek sevgimizi ona hissettirmeden adeta kendimizi kandırarak sevdik. Bu sevimli küçük tavşanı görmem sadece bir rastlantı mı sizce? Bence değil. Beni böyle mutlu eden küçük tavşan sadece bir rastlantı değil. 
Instagram:symakrlkn
Twitter:symakrlkn
Not: blogumdaki resimler kullanmak kesinlikle YASAKTIR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder