14 Temmuz 2014 Pazartesi

Dünya Kupası

  
  Futbolu sevmesenizde okuyun bu yazımı çünkü Dünya Kupaları genel kültür kapsamına çoktan girdi bknz:yarışma programları.. :) Bütün renkler var onun içinde; siyahı, beyazı, Arap'ı, İngiliz'i, Alman'ı, Latin'i.... Adeta tüm dünyanın anladığı ortak bir dil... 
  Dünya Kupası futbola gönülverenler için yazın bulunmaz bir eğlence. Yaz aylarında futbolu özleyecek kadar severler 90 dakikaları. Şimdi futbolla dolu kocaman bir ayı geride bıraktık. Ne favoriler gruptan bile çıkamazken, yine ummadık ülkeler baş yardı. Neyseki her maçı keyifle izleyebildik. Neydi Allah aşkına geçen turnuvadaki vuvuzela belası. Maç izlemekten soğumuştuk.  
  Türkiye, katılamamış olsada maçları izlemektende geri duramadık. Başından beri hiçbir ülkeyi tam desteklemedim, sonuçta ülkem yoksa çokda bağlanmanın da bir anlamı yoktu benim için. Maçlarda hep bir tarafı tutmakla yetindim. İnanır mısınız kimi tutsam elendi. Şimdi size hem dünya kupasının kısa bir özetini geçeceğim, hem de ne kadar isabetli(!) takımları desteklediğimin ispatını göstereceğim. 
  Bosna Hersek'i destekledim ilk önce, aman sende ne olacağı başından belli değil miydi dediğinizi duyar gibiyim, ama benim desteğim biraz politik biraz kardeşlik bağından kaynaklanıyor, tabi ki ilerleyemedi ve turnuvaya erkenden veda etti. 
  İkinci olarak Şili tarafında yer aldım. Şilili madencilerin yaşadığı korkunç kazayı konu alarak çektikleri mini destek filmiyle gaza geldim, İnşallah kazanan Şili olur dedim. Başta gerçekten tarih yazıp İspanya'yı geride bırakarak gruptan çıksada malesef Brezilya karşısında penaltılarda elendi. Böylece Şili taraftarlığım sona erdi. Dilerseniz kısa filmi buradan izleyebilirsiniz.
  Brezilya-Almanya maçına gelelim biz. Bütün gün büyük bir heyecanla bekledim. Bana ve tüm futbol severlere soracak olursanız gerçekten çok kıran kırana bir maç olacağını düşünüyorduk. Tabi ki Sambacıları destekliyordum. Doğrusunu söyleyeyim ilk 45 dakikayı izleyip kapattım. Dayanamadım böyle bir hezimete. Sabahleyin skorun 7'ye kadar çıktığını öğrenince bir Beşiltaşlı olarak bir tane daha yiyemediler mi diye de üzüldüm malum 8'e ne kalmış şurada. 
  Brezilya bende derin bir yara açtı. Kendime dert edinmeyi severim, öyleki 3.lük maçına hangi yüzle çıkacakları dahi derdim oldu.
   Bir başka yarı final maçı Hollanda-Arjantin... Hollanda'yı, bahçelerini, renk renk, kutu kutu evlerini ve turuncu formalarına hep bir sempati duymuşumdur. :) Hollanda kazansın isterdim. Olmadı. Şaşırmadım. 
   Final Arjantin- Almanya, bu sefer Arjantin'i destekliyorum. Herkes gibi Almanya'nın kazanacağına da adım kadar emindim aslında. Bir ümitti benimki. Kısmet... Alman otoritesi hiç bu kadar yaklaşmışken pes edermiydi? Tabi ki hayır... Tangocular ikincilikle yetindi.
  Gördüğünüz gibi desteklediğim her ülke hüsrana uğradı. İnşallah bir dahakine Türkiye katılır bizde başkalarını desteklemek yerine kendimizi destekler, kupanın heyecanını en içten yaşayarak maçları izleriz ve en az 2002'deki kadar büyük bir başarı elde ederiz. Şöyle bol altın gollü :) 
  Not: Tüm dünya, maçlara olan ilginin 10'da 1'ini şu anda zulüm gören müslümanlara gösterebilseydi. O zaman ne şehitler olurdu, ne yetimler, ne de mülteci anneler....
       Instagram:symakrlkn
       Twitter:symkrlkn
  Uyarı: blogumdaki resimleri kullanmak kesinlikle YASAKTIR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder