18 Temmuz 2014 Cuma

Filistinli Teyze

 Yine böyle bir cuma günüydü. Mekke'deydik. Güneşin altında, mescide bile girememiştik. Avluda oturmuş namazı bekliyorduk. Yanımda bir teyze vardı nereli olduğumu sordu. Tabi bende arapça yok, onda da türkçe icat edilmiş en güzel dil olan tarzancayla anlaşmaya başladık. Türkiye dedim, gülümsedi. Ben ona sordum  "Filistin" dedi yanımda ablam vardı baktık birbirimize. Sustuk. Filistin, savaşı yaşamış teyze. Hemde nasıl acılar çekmiş kim bilir. 
  Anlaşmaya devam ettik kızı varmış ön taraftaymış filan... Bir şekilde susadığımızı anlattık sonra  birbirimize, avludayız ama tıklım tıklım, su almaya gitsem geri gelemem; gelemezsem namaz kaçar... Üstümüzden atlayan arap polisler vardı bir tek. Teyze durdurdu birini, arapça bir şeyler söyledi. Tabi biz ne yazık ki anlamıyoruz. Arap polis elindeki yarım su şişesini verdi teyzeye. Biz ablamla şaşkın bakışlarla izliyoruz. Teyze, suyu aldı ve içti. Hiç tanımadığı bir polisten aldığı suyu, hiç düşünmeden içti. Sonra bize verdi "al, iç" dedi. Bana; annemin, babamın bardağından bile su içmeyen bana al iç dedi. Bir arap erkek polisin sonra bir filistinli kadının içtiği şişeden... Teyze haklı, ona sususuzluğumuzu anlatmıştık... Susuz olduğumuzu iddia etmiştik. Öyleydik. Hiç değilse öyle sanıyorduk kendimizi. Tabi ki içmedim, ama susuzluktan değil boğazımda düğümlenen başka bir şey vardı bu sefer susuzluğumu gideren bir acı gerçeklik..
    O kadar belliydi ki teyzenin çaresizliği yaşadığı. Biz kardeşiz diye attığımız nidaların altı boşmuş meğer. Savaşı bilmeden susuz olduğumuzu iddia etmişiz. Kardeş olduğumuzu söyleyip aynı şişeden içememişiz. 
  Şimdi o teyze nerede Allah bilir? Yaşıyor mu? Yaşıyorsa Filistinde ateş altında mı? O beni hatırlar mı bilemem. Ben onu hatırlayacağım, sizde hatırlayın istedim. Ben unutsamda, siz bilin...
Twitter:symkrlkn
Instagram:symakrlkn
Facebook.com/zamanedenemeleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder